Beyin damarlarına giden kan akışının aniden kesilmesine bağlı olarak gelişen inme hastalığı, zihinsel ve fiziksel yeti kaybına yol açıyor. Sağlık Bakanlığı verilerine göre inme, yaşam kalitesini etkileyen hastalıklar içinde ilk sırada yer alıyor. İnmenin deprem gibi aniden gelen bir hastalık olduğunu ifade eden Girişimsel Radyolog Uzmanı Doç. Dr. İsmail Kırbaş, hastalığın beyin etkilenene kadar bir belirti vermediği konusunda uyardı. Beynin elektrik sinyalleriyle vücudu kumanda ettiğini hatırlatan Kırbaş, “Beyinde meydana gelen olay, elektrik kesilmesi gibi birden bire ve dramatik biçimde oluyor. İnsanları öldüren ya da sakat bırakan 3 sağlık probleminden biri inme olurken, bu hastalıkta da erken teşhis hayat kurtarıyor. Vatandaşlar inme check-up’ını ihmal etmemeli” dedi.
İnmenin erken teşhisle tedavi edilebilir hatta önlenebilir bir hastalık olduğunu vurgulayan Kırbaş, “55 yaş üzeri olmak, yoğun stresli bir yaşam sürmek, sigara içmek, diyabet hastası olmak (özellikle düzensiz şeker tedavisi olanlar), kalp ve damar hastası olmak ya da geçirilmiş by-pass öyküsünün bulunması risk faktörlerinin başında geliyor. Hipertansiyon hastaları da risk grubuna dahil olurken, yüksek kolesterol de inme hastalığına davetiye çıkarıyor” diye konuştu.
Risk grubunda olan herkesin inme check-up’ı yaptırmasını tavsiye eden Kırbaş, “Her geçen gün daha fazla yaygınlık gösteren bu hastalıkla ilgili farkındalığın artması çok önemli. İnme check-up’ınde diğer uygulamalardan farklı olarak damarların da kontrolü sağlanıyor. Beyne giden damarların incelemesi yapılarak risk altında olup olmadığınız ortaya çıkarılıyor” değerlendirmesi yaptı.
Beyin kan akışını durdurarak pıhtı atmasıyla meydana gelen inmelerde ilk 6 saatin önemine işaret eden Kırbaş, “Özellikle ilk 3 saatte kasık atardamarından girilerek anjio eşliğinde hızlıca pıhtı çıkarma işlemi yapılıyor. Bu işlemle birçok hayat kurtarılıyor ve sakatlıklar önleniyor. Fakat her hastada farklı senaryolar mümkün olduğundan, inme yaşanmadan önlemini almak gerekiyor.
İnme için check up programı yurt dışında risk grubu insanlarda yapılmıyor. Bu konu bizim ülkemizde şimdilik yeterli oranda ele alınmıyor. Bu noktada tek eksiğimiz farkındalık” değerlendirmesi yaptı.
